ABD Dış Politikasının İsrailleşmesini Tersine Çevirmek Zor
ABD dış politika standartlarından biri, uluslararası yasaları ve normları ihlal etmek anlamına gelse bile, İsrail’i her düzeyde destekliyor.
Her yeni ABD başkanı, seçilmeden önce, seçim kampanyaları sırasında İsrail’in lehine bazı sözler vermiş olabilir. Başkan göreve başlar başlamaz, bu tür taahhütler, genellikle ilk yıllarında uygulanan öncelikli eylemler haline gelir.
Dahası, herhangi bir yeni başkanın, İsrail için elverişsiz olmadıkça, giden cumhurbaşkanının attığı adımları tersine çevirmesi çok zordur – ABD dış politikasında nadir görülen bir durumdur.
Joe Biden bir istisna değildir. Göreve Çarşamba günü göreve başlayan Demokrat, yasadışı ve açık bir şekilde uluslararası hukuka aykırı olsa da selefinin İsrail’e yönelik politikalarının çoğunu tersine çevirmemeye söz verdi. Örneğin, Biden zaten çıkarmama sözü verdi taşınmaya o da İsrail’in başkenti olarak Kutsal şehri tanıma anlamına That Mayıs 2018 yılında Kudüs’e taşındı sonra Tel Aviv’e ABD büyükelçiliği geri. Biden bunun yasa dışı olduğunu ve Birleşmiş Milletler (BM) kararlarına aykırı olduğunu biliyor, ancak bu konuda hiçbir şey yapmayacak.
Büyükelçiliği Kudüs’e taşımak ve şehri İsrail’in başkenti olarak kabul etmek sadece tartışmalı değil, aynı zamanda Kudüs’ü işgal edilmiş bir şehir olarak kabul eden 1967 tarihli 242 sayılı karar da dahil olmak üzere birçok BM kararını ihlal ediyor.
Biden, Dışişleri Antony blinken için yaptığı üst adayı onun onay duruşmalara, ortaya çıktı gerçeğine rağmen İsrail parçası olarak Golan Tepeleri ABD tanınmasını geri çekmeyeceğini taahhüt belirterek iki devletli bir çözüm için ABD: ” İsrail’in Yahudi, demokratik bir devlet olarak geleceğini garanti altına almanın ve Filistinlilere hak sahibi oldukları bir devlet vermenin tek yolu sözde iki devletli çözümdür. ” İsrail’i bir Yahudi devleti olarak tanımlamak, Filistinlilere karşı bir apartheid politikası olmasına rağmen, uzun zaman önce ABD politikası haline geldi.
MEM
