Halk, yaralarını tedavi edip merhem süren bir iktidarı seçtiğinde, nihayetsiz
firakların, sıkıntıların vb. hayati sorunlarının bitirilmesini ister. Biçareler!(İktidar)
kitlesi ise, özellikle Ortadoğu Bölgesi’nde bu tür sıkıntıların giderilmesine yönelik
vaatlerde bulunmalarına rağmen halkı zevale doğru itmeleri, toplumları karanlık bir hayata sürüklemeleri tarih boyunca yaşandığına rağmen halen de yaşanıyor
olması diktatörlük söz konusudur.
Sizlere müjde! Bölgede Diktatörlük bitecek ancak o siz bağlanmaktadır.
İktidar olan zat! Genellikle hep ihsan ve hüsün, fazl ve kemal, değişikliklerden ve
diğer işlevlerden bahseder. Buna ek olarak Din’i işin içine karıştırması açıkçası din
tüccarlığıdır. Bunun Ortadoğu Bölgesi sınırları içinde yaygın görmemizin ana
sebebi bölgenin dini hassasiyete sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Bu ise
halkın sömürülmesine neden olmaktadır. Her kişinin sözüne bakılmadan önce
özüne bakılmalıdır. Sonuç görünmüyor ise verilen sözün gerçekleşip
gerçekleşmediği, davranışların sözlerle örtüşüp örtüşmediğine bakılmalıdır.
Ne mutlu ki, sizler dinine ve vatanına bağlı kişilersiniz. Ancak bu hissiyatınızı belirli
projeli kişilerin suistimal etmesine müsaade etmeniz pek güzel sonuçlara yol
açmayacaktır. Evet, şu perişan dünyada, meşakkat dolu bir hayatta kimlerin
sözüne inanacağınıza dair bir kafa karışıklığı yaşadığınızı da apaçıktır. Ancak bu,
bu şahsiyetlere gerekli arenayı açmanıza geçerli bir neden değildir. Bu beşer,
sizlere rahatlık değil, meşakkat, güzellik değil, perişan bir dünya tezini sunmaya
devam edeceklerdir.
Halkın önce iradesine, kudretine istinat etmesi, bunları verene inanması ve
esas maliki görmesi gerekmektedir.
Bu dünya döner ve bir ticaretgâhın
olduğu unutulmamalıdır.
Gerçek şu ki, Ortadoğu’nun herhangi bir ülkesinde siyasetin yapılması zor bir
eylem olmadığı kanaati içerisindeyim. Çünkü ortada din üzerine dayanan bir siyasi
hareketlerin bulunması ve bunların halk tarafından kabul görüyor olması üzücüdür.
Yani dindar bir siyasetçi olmasanız da dini iyi bir biçimde kullanma yeteneğine
sahipseniz halkın kurtarıcı pozisyonuna yükselebilirsiniz. Nasıl ki İngiliz ajanı
Tohmas Edward Lawrence zamanında Arap halkının arasına sızıp o kitleyi
kandırdı ise bazıları da aynı şekilde ancak farklı bir biçimde yapmaktadır. Ancak
bunun diğer tarafı da yıllar öncesine ait dinler arasında oluşan gerginlik ve
savaşlardır. İnsanların inandığı, kutsal bir değer olarak gördüğü veyahut yaşadığı
dini korumak için siyasi arenada birilerinin onlarla taraf olmasını bekler veyahut
olması için destekleyebilir. Onun için bir slogan ve işaretle dokunulmaz bir
tablo haline gelebilirsiniz. Bu ise bu toplumların temiz duygulara sahip
olmalarından dolayıdır. Yani bir siyasi partinin çok büyük ve geniş bir vizyona
sahip olmasına gerek duyulmamaktadır. Sadece belirli hedeflerden yola çıkarak ve
bazı dini hassasiyet taşıyan olaylar üzerinden vaatlerle bulunmanız yeterli
olacağını düşünüyorum. Bu bahsettiğimiz konu bugünlerde yaşanmaktadır. Bunu
kullanan kitleyi ise sizlerin çok iyi bildiğinizi ve yeterli bilgiye sahip olduğunuzu
umuyorum. Ortadoğu’nun siyaset arenası dindar görünümlü masonlarla
dolup taşımaktadır. Bu, Ortadoğu bölgesi için büyük bir tehlikenin
ötesindedir. Burada bahsetmek istediğim şey, Ortadoğu’nun toplumlarına
karşı beslediğim bir kin veya hafif görmemden dolayı değildir. Aksine
dediğim gibi, Ortadoğu ehli dini hassasiyeti olan, saf bir kalp ve temiz bir
düşünceye sahiptir. Ancak bunun belirli kitleler tarafından kullanılması ve kirli
oyunlarına alet edilmesi başta şahsım olmak üzere bu konu hakkında hemfikir
olan diğer toplum bireyleri de rahatsız etmektedir.
Geçen süreç içerisinde bazı Arap Ülkeleri’nden gönderilen delegeler, Katil Esad
rejimini desteklemek amacıyla bir destek ziyareti gerçekleştirdiler. Bu ziyaretin
niteliği ise ”diktatörler arası yapılan ihya ziyaretleri” olarak niteliyorum çünkü bu
durumun açık gerçeği budur. Ziyaretin devlet erkanı tarafından yapılıyor olması, o
devletin halkı aynı fikre sahip olduğu veya desteklediği anlamına gelmesi
imkansızıdır. Ortadoğu Bölgesi nasıl bir yapıya sahip olduğu konusunda hepimiz
yeterli bilgiye sahibiz. Onun için eğer gerçek anlamda Suriye Devleti içinde bu
sorunun çözümüne her iki taraf varmak istiyorsa siyasi yol en iyi ve adaletli yol
olacağını düşünüyorum. Saçma sapan yapılan ziyaretlerle veyahut alınan
kararlarla bu vasıfsız ve katil rejimin güzelleştirme çabaları bir fayda etmeyecektir.
Bu durumu artık uluslararası arenanın tanıması ve bilincine varması
gerekmektedir. Uluslararası arenanın sahte duygularla hareket ettiğinden başka
hiçbir hakikati yoktur. Çünkü, her yıl aynı gözyaşlarıyla farklı kararların alınması
mazhariyetle olduğu apaçıktır.
Saygı ve Selamlarımla.
Vesim TOKATLI.