Olmasını temenni etmem ama olacak gibi….
Türkiye’nin iç gündemine bakmak istersek; iç kamuoyunda bir seçim gündemi
bulunmaktadır. Dünya kamuoyunda veya dış politika gündemine baktığımızda
Rusya-Ukrayna savaşı mevcut. Buna dahil olarak Kuzey Kore’nin üst üste
yaptığı nükleer denemeleri cabası. Bu denemeler ise dünya üzerinde bir
kargaşaya neden olmaktadır. Ayrıca Rusya Başkanı Putin’in art arda nükleer
tehditler savurması hiç hayra alamet değil. Açıkçası birilerinin bir nükleer
savaşın olması için çaba sarf ettiği de gayet aşikar. Bu bağlamda küresel
çetelerin nükleer savaşını gündemde tutarak hedeflerine ulaşmak
istemektedirler. Böyle nükleer bir hamlenin veya savaşın olması dünyayı ve
insanlığı belirsiz bir geleceğe doğru sürükleyecektir. Bu nedenle küresel çetenin
insanlığı böyle bir savaşa teşvik etmesi veyahut planlaması ne gibi hedefler
taşıdığı gayet bellidir.
Son zamanlarda bazı şirketlerin Mars üzerinde birçok çalışma yürüterek otel vb.
projelerin olması ayrıca yer altı sığınaklarının çoğalması birilerinin dünyayı
ateşe verme niyeti de göstermektedir.
Bu yüzden de kendilerine bir yer arar gibi insanoğlunu hiç düşünmediklerini
gayet de bellidir. Buna ek olarak Avrupa Birliği’nin Rusya’yı köşeye sıkıştırarak
nükleer silahı kullanması için çaba sarf etmesi arka planda bu senaryonun
gerçekleşmesini isteyen bir üst aklın bulunduğunu gösteriyor. Rusya’yı bu
tuzağa çekmek isteyen derin yapılar Ukrayna’da ciddi hamleler
gerçekleştirdiğini görüyorum.
Geçtiğimiz günlerde Avrupa Birliği’nin Ukrayna Devleti’ne nükleer savaşa
karşı tedbir amaçlı ilaç gönderdiği, ABD’nin bu konuyla ilgili hazırlık yapması
söz konusu savaşın olacağının bir kanıtıdır. Böyle bir savaşın olması durumunda
nelere mal olacağı konusunda Japonya’nın tarihine bakarak görebiliriz. Bu işin
kolay olmayacağı ve sonu belirsiz bir gelecekle karşılaşabiliriz. Dünyanın
sonunu getirebilecek bir savaştan bahsediyorum. Buna ek olarak Rusya’nın
meşhur kıyamet silahının yer değişikliği yapması Putin’in bu konuda blöf
yapmadığı ve gayet ciddi olduğunun bir göstergesidir.
Geçen günlerde Rusya’yı Kırım’a bağlayan köprünün vurulması bahsettiğim
gibi dünyada yeni bir küresel savaşın tetikleyicisidir. Bu olanlar ise hibrit
savaşın örneğidir. Artık yeni savaşlar tank ve tüfeklerle olmayacağı, ülkelerin
ekonomisini hedef alacağı belkide dünyadan izole edebilecek yönlere saldırarak
gerçekleşecektir. Buna bağlı olarak Rusya’ya uygulanan savaş bundan ibarettir.
Üçüncü Dünya savaşından bahsederken bu savaşın ülkelerin birbirine saldıracağı söz
konusu değildir. Daha çok ekonomik savaşla başlayıp, bölgesel savaşlarla
genişletip, küresel bir savaşla sonuçlanacaktır. Ancak bu yeni dünyamızda terör
ve istihbarat örgütlerine dayalı olacaktır. Rusya için önemli olan kuzey akım
borularının patlatılması daha sonra köprüya yönelik bir saldırının gerçekleşmesi
Putin’i bir nükleer hamlesinin uygulaması için tetiklemektedir. Doğal olarak bu
saldırıların Ukrayna devletinin tek başına yürüttüğü konusunda şüphe
duymaktayım. Ayrıca bölgesel savaşları tetikleyerek bir küresel savaşa
dönüşmesini isteyen bir üst aklın olduğu dediğim gibi gayet açıktır. Mevcut
saldırıların ardından Rusya’nın Kiev’i vurması bu savaşın topyekün büyüyeceği
ve başka ülkelere sıçrayacağını düşünüyorum…
Aslında bu savaşın yeni dünya sisteminin kurulması için önemli olduğu,
kazanacak tarafın yeni düzende söz sahibi olacağı, kaybeden tarafın ise bu
denklemin dışında kalacağı savaşıdır. Yani kısacası bu savaşta kazanan ülke
dünya üzerinde bir hakimiyet konumuna gelecektir. ABD’nin küresel
jandarmalığına uyumayan devletlerle tarihsel süreçlerde hep karşı karşıya
kalmıştır. Asıl olan ise Armageddon savaşın bir kıyamet savaşı olduğu ve
iyilerle kötüler arasında olacağı ayrıca İsrail topraklarında gerçekleşeceği
konusunda Tevrat (Torah) ve İncil’de bundan bahseden metinler mevcuttur. Bu savaşın
bir an önce olmasını isteyen üst akıl tanrıyı kıyamete zorlayacakları konusunda
böyle bir düşünceye kapıldıklarını düşünüyorum…
Karmaşık süreç, küreselciler rahat durmuyor, savaşın ayak seslerini
duyuyorum!!
Vesim TOKATLI