Onur Beyhan: REİSİ İRAN DEVLETİYLE ÇATIŞTIĞI İÇİN Mİ ÖLDÜRÜLDÜ? (ANATOMİK ANALİZ)
Günlerdir İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve heyetinin ölümü konuşuluyor. Herkesin bir tezi ve düşüncesi var.
Ben konuya 1925’den başlayacağım.
Aptalca gelmesin sakın, zira son 100 yılı analiz etmezsek bugünkü çatışmayı asla anlayamayız.
Endişe etmeyin biraz uzun olsa da kısa kısa geçip sonuca götürmeye çalışacağım. (Siz yine de pek güvenmeyin bana uzun da olabilir)
1. Dünya Savaşı sonrası bölgemizi kurgulayan akıl, İngiliz Aklı olmuştur.
Rusya’da Sosyalizm’i getirenler de, İran’da Kaçarlar’ı devirenler de aynı merkezdir.
Rusya’da Çarlık devrilince, Sosyalizm gelince Çarlık Rusya savaştan çekildi ve doğal olarak alan İngilizlere kaldı ve İstanbul işgal edildi.
Öncesinde ”Elimizde bir HASTA ADAM var bunun ölümünü hızlandıralım.” ifadeli Rus-İngiliz yazışmaları dünya kamuoyuna ifşa edildi. Türk İmparatorluğu 60 yıl fazla yaşamış oldu. Rusya ve İngiltere Osmanlı’nın paylaşımında anlaşamadığı için bu iş uzamıştı.
Rusya’da Çarlık devrildi Ekim 1917’de İngilizler tam bir yıl sonra yani 1918’de bize teslim anlaşmasını imzalattılar. (30 Ekim 1918)
Biz kabul etmedik ve savaştık, Türk Devleti çağdaş bir Cumhuriyet kurarak bu cendereden çıktı.
İngilizler 1. Dünya Savaşından istediğini alamamıştı ama yapay Arap rejimleri oluşturmuş hepsini de göbekten bağlamıştı kendine.
Batı Trakya Cumhuriyeti, Buhara Cumhuriyeti, Azerbaycan Halk Cumhuriyeti, Türkiye Cumhuriyeti…
Bunlar Türklerin Devlet projeleriydi. Üçü yaşamadı ve birini yaşattık o da Türkiye Cumhuriyeti’dir.
Gözden kaçan bir Ülke daha vardı. O da Kaçar Devletiydi.
1925’e kadar yaşadı. Bugünkü İran’da Azerbaycan Türklerinin Safevi ve Avşar Hanedanlığından sonra onların mirasını sürdüren bir Türk Devletiydi.
İngilizler, Türkiye ile bir başka Türk Devleti’nin komşu olmasına izin vermediler. Önce 1920’de SSCB’yi Azerbaycan’ın kuzeyinde kurulan Azerbaycan Halk Cumhuriyeti’ni Rus esaretine teslim ettiler, ardından 5 yıl sonra Kaçar Devleti Ordusunda Albay olan Rıza’nın darbe yapmasını sağladılar. Acem diyarındaki son Türk hanedanını da böylece tasfiye ettiler.
Fars asıllı Rıza, Şah oldu ve onun Hanedanına da bir ad bulunmalıydı. Eski Avesta dili Pehlevi Persçesi olduğu için ona ve yönetimine Pehlevi Hanedanlığı dediler.
İngilizler, Kuzey’de ve Güney’de kurulan iki Azerbaycan Devletini de yaşatmadı.
İngiliz menşeli rejim tam 28 yıl sürdü.
Ardından Başbakan Muhammed Musaddık’ın Petrolü millileştirme hareketlerinin destekçisi aynı zamanda pek bilinmese de Amerika’nın ta kendisiydi.
Rıza Pehlevi 1953’deki darbe ile indirildi. Yerine oğlu Muhammed Rıza Pehlevi geçti.
Muhammed Rıza Pehlevi’nin iktidara gelmesinde Amerikan etkisi İngiliz etkisinden fazladır.
Gittikçe ABD çıkarına çalışan bir İran karşımıza çıktı.
ABD’nin Ortadoğu’daki politikalarının en güçlü savunucusu İran olmuştu.
Ve 1979…
Fransa’dan İran’a kesin dönüş yapan İngiliz sömürgesi Hindistan asıllı olan Ruhullah Humeyni İran’daki Amerikan yapısını tasfiye etti.
Kodlarsak,
Anahtar Sözcükler:
Fransa, Hindistan, Ruhullah
Fransa demek İngiliz Küresel Aklının etkisindeki devlet demektir, Hindistan ise İngiliz’in eski sömürgesi idi, Ruhullah (Tanrı’nın Ruhu) ise İsa Mesih’in adı idi.
Üç ilginç ayrıntı tesadüf değildi.
Bu sefer ABD gidip İngiliz gelmişti.
Özetle
1925-2953 İngiliz İran’ı
1953-1979 ABD İran’ı
1979- Günümüz İngiliz İran’ı
İRAN-İSRAİL BİR DENGE UNSURU
İsrail’i kurduran İngiliz aklı bunu yaşatmakta güçlük çekiyordu. Ardından devreye İslami İran girdi. İran, İsrail’i İslam Dünyasına karşı bir tehdit olarak gösterip Arap olmamasına rağmen Ortadoğu’da bir etki alanı yaratıp Şiileri ve İslamcı Sünnileri konsolide edecekti.
İsrail ise İran’ı radikalizmi yaydığı, desteklediği ve finanse ettiği, terörü konsolide ettiği iddiasında bulunarak uluslararası kamuoyunun desteğini alıyordu. Hatta eskisi gibi ”300 milyon Arap birleşip 5 milyonluk İsrail’i yok etmeliyiz.” düşüncesi yerini ”İsrail olmasa İran Şiiliği tüm Sünni Arap yurtlarını istila eder.” düşüncesine bırakıyordu…
HAMAS-İSRAİL SAVAŞI
7 Ekim’de İngiliz menşeli Hamas, İsrail’e bir saldırı başlattı. ”Aksa Tufanı” adını verdikleri terör saldırısı sonrası binden fazla sivil insan öldü. İçinde birçok Alman, Hollanda vatandaşları gibi çeşitli ülke vatandaşlarının olduğu saldırının adresi bir festivaldi. 2 askeri öldüğü için 1982’de Lübnan’ın güneyini işgal eden İsrail sizce ne yapacaktı?
HER HAMLE ORTADOĞU’NUN KAOTİK DURUMUNUN SÜREKLİLİĞİ İÇİN
Mısır’da İngilizlerin oluşturduğu Müslüman Kardeşler hareketinin Gazze’deki şubesi olan Hamas’ın, İngiliz emriyle İsrail’e bir saldırı başlatması olayın fitilini ateşledi. Karşılığında İsrail’in Gazze’yi savaş hukukunu hiçe sayan vahşi saldırısı izledi. İşin finalinde İki Devletli çözüm olur ama Gazze bütünüyle İsrail’e bırakılır. Gazzeliler ise yurtlarından çıkarılır.
VE İRAN SAHNEDE…
Ortadoğu hep karışmalı ve hiç sular durulmamalı. Çünkü, Çin’i dünya sahnesine çıkaran İngilizler, ABD’nin Ortadoğu’da enerji harcamasını, Çin’in zaman kazanmasını ve en azından gittiği yere kadar Çin’in güç toplamasını istiyor.
2. Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan düzenin yıkılacağını ve yerine YENİ DÜNYA DÜZENİNİN kurulacağını gören İngiliz Elitleri, 1945’de ABD’ye bıraktıkları egemenliği yeniden geri kazanma peşinde.
Peki, İran’ın buradaki rolü nedir?
İngilizlerin, İran’ın Molla sisteminden bekledikleri Zengezur’da ayak diretme, Türk Dünyasıyla ve Türk Devletler Teşkilatıyla çatışma halinde olma ve olabildiğince Türk Dünyası’nın karşısında direnç göstermedir.
Türk Dünyasının İran’dan beklentisi ise, Türk Devletler Teşkilatına gözlemci üyelik, İçindeki Türklerin kültürel haklarının verilmesi, Türklerin de İran Devlet yönetiminde Farslarla birlikte dengeli bir paylaşım, ticarette ve siyasette Türk Dünyasıyla uzlaşmacı ve uyumlu bir yol izlenmesiydi. Böylelikle İran tek parça kalarak bölgemizde mevcut haliyle yaşamayı sürdürecekti. Ama…,
REİSİ-ALİYEV GÖRÜŞMESİ SON HATALI ADIM OLDU (YA DA SON BÜYÜK FIRSAT KAÇTI MI DEMELİ)
İbrahim Reisi, Azerbaycan CB’si İlham Aliyev ile görüşmesinde, İran ve Azerbaycan arasında tarihi ve kültürel bağlar olduğunu vurgulayarak artık iyi ilişkiler kurulacağını ifade etti. Oysa İran’ın bugünkü Velayet-i Fakih (Fakih’in Velayeti) sistemini kurdurup bunu ”Felaket-i Fakihe” (Fakih’in Felaketi) çeviren İngiliz Üst Aklı Reisi ile aynı fikirde değildi.
İran’ın iç savaş ile birkaç parçaya bölünmesi, içinden Güney Azerbaycan, Farsistan, Belucistan, Sözde Kürdistan vs çıkması, bölgenin kaotik ve çatışma halinde kalması isteniyordu.
Kasım Süleymani operasyonu Amerikan müdahalesi ile İran’ın ömrünü uzatma adımı iken Reisi suikastı ise İngiliz operasyonu olup İran’ın önündeki ”Tek parça ve Uzlaşmacı” ya da ”İç Savaş İle Çatışmacı ve bir kaç parça” seçeneklerinden birinci seçeneği ortadan kaldırmış ve Çin’in önünü açmış, içini rahatlatmıştır. Uzlaşmacı ve Türk Dünyasıyla uyumlu bir İran, Balkanlar’dan Doğu Türkistan’a kadar Türkçe konuşularak ve kimlikle gezilebilecek, Rusya, İran ve Pakistan’ın da katıldığı 700 milyonluk bir dev pazar ortaya çıkaracaktı. Bunu kim ister?
İRAN’IN SON ÇIKIŞ YOLU DA KAPANDI
Reisi ile birlikte Tebriz Valisi ve Tebriz Cuma İmamı Ayetullah Seyyid Haşimi’nin de suikasta kurban gitmesi bizlere yakın süreçte Tebriz merkezli bir ayaklanmanın organize edileceği, toplumu dizginleyecek kişilerin de ortadan kaldırılması olarak okunmalıdır.
İran’dan akıntıya karşı kürek çekmesi istendi ve İran bunu yapacaktır artık. Daha agresif ve kavgacı, daha düşmanca bir tutum sergileyecektir. Önümüzdeki günlerde Rusya dahil bazı kritik ülkelerde siyasi suikastların eli kulağındadır.
ABD’nin Türk Dünyasıyla uyumlu, Çin’e karşı bir set oluşturması bakımından İran’ın da bu zincire katılmasını desteklediği pozisyondan, Çin ve Rusya yanlısı İngiliz aklıyla hareket eden Türk Dünyasıyla sorunları olan Pers milliyetçisi mezhepçi İran pozisyonunda ısrar edecektir. Bir dipnot da ekleyelim. Çin-Rusya-İran zincirinden yakında Rusya ayrılabilir. Aklınızın bir köşesine yazın.
İran’a karşı bir önlem olarak Sünni Peştun bir Afganistan İslam Emirliğini bölgeye konuşlandıran ABD, olası bir karışıklıkta her yerden saldırıp İran’ı parçalarken olabildiğince İran’ın parçalarını İngiliz’den daha çok kontrol edebilmek amacı gütmektedir.
SONUÇ:
Aslında savaşın arka planında Kum Merkezli İbrani kökenli İngiliz yanlısı Yahudiler ile, ABD Merkezli Aşkenaz asıllı Hazar bakiyesi olanların savaşıdır. Bölgede Güçlü bir ikinci Güney Azerbaycan Cumhuriyeti isteniyor.