GündemManşetSiyaset

İVSP Başkanı Gökşen Anıl Ulukuş: “AKP ve HDP gizli ortaktır.” Özel Röportaj (Video)

Son zamanlarda Türk dünyası ile ilgili çalışmalarıyla dikkat çeken İnsan Vatanını Sever Platformu ile özel bir röportaj gerçekleştirdik.

Dirim Gazetesine çarpıcı açıklamalar yapan İVSP Başkanı Gökşen Anıl ULUKUŞ, son dönemde Türk milliyetçisi gençler arasında popüler olan ancak CHP’de mücadele etmeyi tercih eden genç bir siyasetçi.

İşte gündeme dair sorularımızın yanıtlandığı İVSP Başkanı ULUKUŞ ile yaptığımız Videolu Röportajın tamamı:

– Muhabir: Selahattin Demirtaş’ın uzun tutukluluk süresini ve buna bağlı olarak AİHM kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?

– Gökşen Anıl Ulukuş: AİHM kararına baktığımızda uzun tutukluluk süresinden dolayı tahliye edilmesi gerektiğini söylüyor. Orada da Selahattin Demirtaş hakkında atılmış birçok dosya var. Oradakilerin bir tanesinin problem teşkil ettiğini söylüyorlar. Tabii uzun tutukluluk süresi bizim yasalarımıza da aykırı ve Selahattin Demirtaş’ın terörü destekleyen sözleri olduğunu biliyoruz. Örneğin;

-‘YPG oraya buraya geçecek sizde bakacaksınız’ demişti.

Tabii bizim bunları desteklememiz mümkün değil keza Diyarbakır’da yaşanan olaylarda tahrik edici konuşmalar yaptığını da biliyoruz. Bunlardan dolayı ceza alması lazım ama uzun tutukluluk süreci bizim hukukumuzda olan bir şey değil. Karara bağlanıp mahkum olacaksa mahkum olması değilse tahliye olması lazım. Bu şekilde değerlendiriyorum.

Muhabir: Ümit Özdağ, İyi Parti ile anlaşmazlıklarını dile getirerek yeni bir parti kuracağını açıkladı. Parti içindeki anlaşmazlıklar ve Özdağ’ın kuracağı parti hakkında ne düşünüyorsunuz?

Gökşen Anıl Ulukuş: Ümit Özdağ’ın babası Muzaffer Özdağ’dan beri Özdağ soy ismi milliyetçi camia içinde çok saygın bir yere sahiptir. Babası Muzaffer Özdağ, gerek 27 Mayıs süreci içinde, gerek 14’lük olarak adlandırılan hareket içinde, çok önemli çalışmalar yapmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi’nin kuruluşunda da çok önemli bir yere sahiptir. Ümit Özdağ bu kültürün içerisinde yetişmiştir. Ümit Özdağ’ın söyledikleri sadece isminden ötürü benim için muteberdir. Sonrasında Ümit Özdağ kendi yaptığı çalışmalarda elbette ki söylemlerini güçlendiriyor. Ben bu konuda o parti’nin içerisinde yer almadığım için fazla bir şey söyleyemem. Fakat Ümit Özdağ biz Türk milliyetçisi gençler için son derece muteber bir isimdir. Ben kendisine her zaman saygı duyarım, saygımı eksik etmem fakat parti içi çekişmeler hakkında bir şey söylemek istemiyorum.

Muhabir: CHP Milletvekili Mehmet Ali Çelebi geçtiğimiz günlerde partisinden istifa ettiğini duyurmuştu, bunun akabinde Muharrem İnce de yeni bir parti kuracağını açıkladı. CHP içerisindeki ayrılıklar ve Muharrem İnce’nin yeni kuracağı parti hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

Gökşen Anıl Ulukuş: Mehmet Ali Çelebi’yi ben Ergenekon sürecindeki dik duruşundan tanıdım. Kendisine her zaman büyük bir saygı besledim. Ergenekon davasında yargılanan bazı insanlar gibi Cumhur ittifakına yanaşmadı her zaman dik duruşunu korudu. Mustafa Kemal’in askeri olduğunu harp okulundaki yıllardan beri gösterdi. Kendisine çok büyük bir saygı duyuyorum fakat CHP’den ayrılmasını da kendi açından doğru bulmuyorum. CHP içerisindeki birisi CHP içindeki eksen kaymasını eleştiriyorsa bunun milletvekili olması çok daha önemliydi. Sayın Çelebi Parti’den ayrılarak maalesef birilerine alan açmış oldu. Kendisi etik olarak başka bir partiye geçmemeli ya da başka bir harekete katılmamalı her ne kadar kendisinin ismi muteber bir isim olsa da, CHP’lilerin oylarıyla buralara geldi. Etik olan milletvekilliğinden de istifa etmesidir. Tekrar vekil olmak istiyorsa tekrar seçimlere girmelidir.

Muharrem İnce’ye gelecek olursak Muharrem İnce 42 yılını bu partiye verdiğini söylüyor, vermiştir de. Bu parti de kendisini 2000’li yılların başından beri Milletvekili olarak göstermiştir. 20 senedir öyle ya da böyle CHP kadrolarında kendisine yer buldu. Genel başkan olmak için yarıştı ilk başta yeterli imzayı buldu. Aday oldu, sonra olamadı. Bunlar oluyor diye gemiyi terk etmemek gerektiğini düşünüyorum. Muharrem İnce, Cumhur ittifakına geçmeyeceğini söylüyor ama maalesef şu an Cumhur İttifakı’nı sevindiriyor.

Muhabir: Muharrem İnce’nin yeni parti kurması ve CHP içerisindeki ayrılıklarla birlikte, yakın dönemde CHP siyasetinde büyük bir değişiklik bekliyor musunuz? CHP eksen değişikliği ne gider mi?

Gökşen Anıl Ulukuş:  CHP eksen değişikliğine gitmemeli. 6 ok prensiplerinden kesinlikle taviz vermemeli. Muharrem İnce’nin bunda bir etkisi olur mu? Zaman gösterecek. Ben Kâhin değilim tahminde bulunmak istemiyorum. Fakat bizler, Cumhuriyet değerlerine sahip çıkan gençler. CHP’nin 6 ok prensiplerinden taviz vermemesi için mücadelemizi sürdüreceğiz. Muharrem İnce de gemiden ayrılarak iyi yapmamıştır.

Muhabir: İnce ve Özdağ’ın partilerinin kurulacağının duyurulmasıyla, Türkiye siyasetinde parti kurmak bir nevi olağan bir durum haline geldi. Olası bir seçim dönemi için, son dönemde kurulan partilerin nasıl bir etkisi olur? İttifaklar nasıl şekillenir? Değişmeler nasıl olur?

Gökşen Anıl Ulukuş: Bildiğiniz gibi bu Cumhurbaşkanlığı sistemi ile yüzde bir bile büyük bir önem arz etmeye başladı. Yeni partiler kurulabilir ki ben parti çeşitliliğine karşı değilim. Fakat kin güderek, diğer partilerden kopup, onlara kin duyarak bunların yapılmasını ben doğru bulmuyorum. Ümit Özdağ az önce de bahsettiğim gibi milliyetçi camia içinde çok muteber bir yere sahiptir. Dolayısıyla ben Ümit Özdağ’ın belli bir kitleyi yakalayabileceğini düşünüyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerine sahip çıkan insanlarla da yan yana geleceğine eminim. Ümit özdağ’ın geçmişine ve söylemlerine bakarak söylüyorum bunu. Fakat Muharrem İnce konusunda hiç emin değilim. Muharrem İnce’nin Kurultay sürecinde genel başkanlığa aday olduğu süreçte yanında duranların, bugün yanında durmadığını biliyorum. Avukatı da bunlardan biridir. Fakat Ümit Özdağ’ın güçlü de bir kadrosu var. İttifaklar nasıl şekillenecek sorunuza gelecek olursak. İttifak süreçleri seçimlerden önce görüşülüyor, yeni sistem bunu emrediyor. Seçimlerden önce belli partiler bir araya gelmek zorunda. Çünkü %50 artı biri yakalamak gibi bir kaygı var.  Onu o süreçte tekrar tartışacağız fakat söylemlere bakacak olursak ikisinin de Cumhur ittifakında bulunacağını düşünmüyorum. Millet ittifakında mı bulunurlar, yoksa 3. bir yol mu açarlar bilemiyorum.

Muhabir: Yeni kurulan partiler demişken Babacan ve Davutoğlu’nun kurduğu partiler hakkında ne düşünüyorsunuz? Eski AKP’li kimlikleri malum. AKP’den farklı bir çizgi ortaya çıkarabileceklerine inanıyor musunuz?

Gökşen Anıl Ulukuş: Ben şahsi olarak inanmıyorum. Çünkü 2002’de Cumhurbaşkanımız Ak Parti’yi kurduğunda aynı vaatlerle gelmişti. Ben Ahmet Davutoğlu’nu 2013-14’ten beri takip ediyorum. Siyasi düşüncesini aşağı yukarı biliyoruz. Başbakan kalsaydı yeni bir parti kurar mıydı? Emin değilim. Fakat yine de Cumhurbaşkanı kadar muhteris olmadığını düşünüyorum. Yine de kendilerine başarılar diliyorum ama bir başarı yakalayabileceklerini düşünmüyorum. Orijinali varken kimse sahtesine gitmez. Babacan’ı burada biraz daha ayırıyorum. Çözüm sürecinde ve Ergenekon tutuklamaların da bulunmuş, orada AKP’nin demirbaşlarından birisi olmuş. Hatayı 10 sene önce gördüğünü söylüyor, o zaman 10 senedir neden yapmadınız bunları diye sorarlar. Babacan 2002 model, Ahmet Davutoğlu 2014 model Ak partidir. Yeni bir şey çıkaracaklarını zannetmiyorum.

Muhabir: MSB Hulusi Akar S400 meselesi için Girit modelini teklif edeceğini beyan etti.  Açıklamasına’ sürekli kullanacak değiliz’ kelimesini de ekledi. Türkiye’nin S400 alımlarını ve F35 meselesinin çıkmaza sürüklenmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Gökşen Anıl Ulukuş: S400 şuan en pahalı hurda olarak anılıyor Türk siyasetinde, özellikle gençler tarafından. Bunun alınmasının amacı, Türk savunma sanayine bir katkı sağlamak değildi. Türkiye’nin bir eksen değişikliğini beyan etmekti. Bizim bu konuda fikirlerimiz çok açık. Biz Türkiye’nin ne doğu ittifakı ne de batı ittifakına bağımlı olmasını istemiyoruz. Biz Türkiye’nin tam bağımsız olmasını sırtını Türk dünyasına dayamasını, Mazlum Milletler ile işbirliği yapmasını savunuyoruz. Bu tip Türk milletinin vergilerinden arttırılarak savunmaya harcanan paralarla dış politikada boş yatırımların yapılmasına elbette ki karşıyız. Fakat biz gerekiyorsa Türk Savunma Sanayi için F35 gerekiyorsa F35, S400 gerekiyorsa S400 alırız. Buna hiç kimse karışamaz, müdahil olamaz. Mavi vatan savunmasında S400’ün bir önemi var mıdır? Yunanistan’da da S300 var o onlar alıyorsa biz de alabiliriz. Fakat tekrar söylediğim gibi israf yapılmasına karşıyız en büyük sanat savaşmadan kazanabilmektir, diplomasidir. Keşke monşerler tasfiye edilmeseydi biz bu işlere mecbur kalmadan dış politikada başarı gösterebilseydik.

Muhabir: Gençlerim gündeminden düşmeyen bir mevzu var. Üniversitelerin yüz yüze eğitime açılması hakkındaki tutumunuz nedir? Buna bağlı olarak üniversitelerin buna altyapısı ekonomik durum birçok çeşitli etken de var. İçerisinde bu konu hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

Gökşen Anıl Ulukuş: Tabii ben sağlıkçı değilim. Bu konuda da çok yorum yapmak istemiyorum. Bu soruyu geçelim lütfen.

Muhabir: Boğaziçi olayları ve polisin tutumu gittikçe artan gerilim konusunda tavrınız nedir?

Gökşen Anıl Ulukuş: Boğaziçi’nde haklı bir tepki var. Biz rektörlerin tepeden indirme bir şekilde atanmasına karşıyız. Türkiye Cumhuriyeti’nin geleneğinde akademisyenler kendi içerisinde seçim yaparlar, ilk üçe giren akademisyenlerden birini Cumhurbaşkanı atar. Etik olan birincinin atanmasıdır. Diğer ikisinin de kendi rızasıyla adaylıktan çekilmesidir. Etik olan budur. Maalesef bu geleneği ilk olarak Ahmet Necdet Sezer bozdu. Sonrasında şimdiki Cumhurbaşkanımızda hiç seçime bakmadan istediğini atıyor. Tepki son derece haklıdır. Fakat suyun bulandığını da görüyoruz. AK Parti’nin gizli ortağı bana göre HDP, yeniden sahalara döndü. Bakın Gezi Parkı’nın ilk günlerinde Selahattin Demirtaş:’ Biz orada Ulusalcılarla, Ergenekoncularla birlikte olmayacağız ‘ dedi. Olaylar büyüdü 80 ilde olaylar çıktı. Sonrasında provokatif HDP sempatizanları sahneye çıkmaya başladı ve doğal tepkisini gösteren sade vatandaşlar evlerine çekildi. Sırrı Süreyya’nın hapishaneden çıktığında yaptığı ilk açıklama İyi Parti bizimle görüşmek için aracı gönderiyor oldu. Şimdi Sırrı Süreyya Önder şunu bilir ki bu açıklamayı yaptığında İyi Parti oy kaybedecek. Cumhur ittifakı oy kazanacak. Milliyetçilerin tepkisini çekecek. Bunu bilir. Bunu bile bile yapıyorsa AKP’nin ekmeğine yağ sürüyor demektir. Boğaziçi olaylarında da öğrencilerin demokratik tepkileri bir takım örgüt sempatizanları içeri sokularak provoke edilmeye çalışılıyor. Bunu da ben AK Parti’nin gizli ortağı HDP ile yaptıklarını düşünüyorum.

Muhabir: Boğaziçi olaylarında da gördük ki AKP kutuplaştırma siyasetini ilke edinmiş durumda. Bu siyasetin ve bunun Türkiye’ye etkileri konusundaki düşünceleriniz nelerdir?

Gökşen Anıl Ulukuş: Şimdi dünyanın her yerinde kutuplaştırma siyaseti vardır. ABD Müslümanları kendine düşman gösterir. Kendi vatandaşlarına karşı vatandaşlarını konsolide etmek ister. Keza Ruslar, Çeçenler üzerinde bunu yapmıştır. Çeçenler düşmanımız, ‘Biz Birlik olmalıyız’. Ermeni kamuoyu Azerbaycanlılar bizim düşmanımız birlik olmalıyız. Bizdeki sıkıntı şu, düşman içeride. Cumhurbaşkanı diyor ki, ben bu yüzde yirmi beş CHP’li Kemalist oyu istemiyorum. Zaten bunlar bana oy vermez diyor. Bunları şeytanlaştırarak, bunları Radikal gruplar gibi göstererek. %75’lik sağ kesimi konsolide etmek istiyor. Bu çok tehlikeli, beklemediğimiz yerlere gidebilir. Bunun önüne almak için Türkiye’de bir toplumsal barışa ihtiyaç var. Bu toplumsal barışı da Ben, şahsım adıma Millet İttifakı’nın sağlayacağına inanıyorum.

Muhabir: Boğaziçi’nde tırmanan gerilimin ikinci bir geziye dönüşme ihtimalini nasıl değerlendiriyorsunuz? Boğaziçi’nde olmazsa Türkiye’ de AK Parti iktidarında bir daha gezi çapında bir eylemler zinciri oluşturabilir mi?

Gökşen Anıl Ulukuş: Ben beklemiyorum gezi çapında bir eylemler zinciri oluşacağını. Ama bunu hükümetin çok istediğini biliyorum, çünkü ekonominin durumu ortada, dış politikadaki problemler ortada. Şu an gezi gibi bir olay olursa bütün kötülükleri ihale edebilecekleri yer ortada. Bakınız Gezi olaylarından sonra dolar bir daha dikiş tutturamadı, sürekli artışla devam etti. Bunun faturası gezi olaylarına kesildi. Şuan hükümet bunu çok ister, bu tip olayların çıkmasını. Muhalifler bence buna alet olmamalı. Hükümet hem kötülükleri ihale edeceği bir yer bulur, hem Cumhuriyet Halk Partisi’ni radikalleştirip, marjinalize etmek için kendisine bir fırsat yakalamış olur. Dolayısıyla ben eylemlerin bir gezi parkı gibi olacağını düşünmüyorum. Olmaması gerektiğini düşünüyorum. Zaten önümüzde bir seçim süreci olacak en geç 2 yıl sonra, en geç 2 yıl sonra zaten Türkiye’nin ana gündemi ana problemi hükümet olmayacak.

Dirim Gazetesi

İlgili Makaleler

Bir Yorum

  1. Röportajların devamını heyecanla bekliyorum. Gazetenizin çıktığı günden beri gelişimi çok başarılı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyicinizi kapatarak tekrar deneyin.