Azerbaycan Parlamentosunda Yeni Azerbaycan Partisi (İktidar) Bakü Milletvekili olan Melahat İbrahimkızı Dirim Gazetesine Rusya-Ukrayna savaşı hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Gazeteci-Yazar Nigar Ögeday’a konuşan İbrahimkızı, Rusya-Ukrayna savaşı özelinde Türkiye ve Azerbaycan’ın diplomatik tutumlarını da ele alarak geçmişten de örnekler verdi.
İşte YAP Bakü Milletvekili Melahat İbrahimkızı’nın gazetemiz için yaptığı o çarpıcı değerlendirme:
Ögeday: Sn İbrahimkızı, Rusya-Ukrayna savaşı özelinde genel bir bakış yapacak olursanız, Türkiye ve Azerbaycan’ın tutumlarını ve izledikleri siyaseti de içine alarak bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben Ukrayna ve Rusya arasındaki savaşı sadece bu iki ülkenin savaşı olarak değil, daha ziyade Dünya Savaşı olarak nitelendiriyorum. Bildiğimiz üzere bir savaş o zaman Dünya Savaşı olarak nitelendirilmektedir ki, savaşan taraflar sadece iki ülke ile sınırlı kalmıyor ve diğer ülkeler de bu savaşlarda yerini alıyor. Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşı da bu kategoriden sayabiliriz. Ona göre ki, Ukrayna ve Rusya arasındaki savaş ilan edilmemiş Dünya Savaşıdır. Neden bu kanaate varmama gelince görmekteyiz ki, ABD ve Avrupa’nın, özellikle NATO çatısı altında toplanan ülkelerin çoğunluğu Ukrayna’ya açık şekilde maddi ve teknolojik destek sağlıyor. NATO ya da örgüt üyesi devletlerden herhangi biri resmi olarak Ukrayna’ya askeri destek vermese de hem edilen maddi-teknolojik destekler hem de 20 binden fazla lejyonerin Ukrayna saflarında dövüşmesi bunu net olarak açıklamaktadır. Bu lejyonerlerin sadece Ukrayna sınırını aşarak, incelenmeden ve kimliklerinin tam olarak belirlenmemesi de onların NATO askeri olup olmaması doğrultusunda akıllarda ciddi soru işaretleri yaratmaktadır.
Şimdi dünyayı bu kadar ciddi etkileyen gergin bir politik durumda Azerbaycan ve Türkiye liderlilerinin denge siyasetini akıllı ve başarılı bir şekilde yürütebilmesi büyük siyasi başarıdır. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev defalarca çıkışlarında hem Ukrayna’nın hem de Rusya’nın Azerbaycan için önemli ortak olduklarını ifade etmiştir, her iki ülke ile farklı uluslararası örgütlerin çatısı altında bir faaliyet gösterdiğini bildirmiştir. Aynı zamanda savaşın başlamasından birkaç gün önce Azerbaycan ve Rusya arasında müttefiklik konusunda bir anlaşma imzalanmıştır. Tüm bu adımlar göstermektedir ki, Azerbaycan lideri olayları iyi şekilde analiz ederek, çok müdrik siyaset uygulamıştır. İlham Aliyev, savaştan bir ay önce Ukrayna’da da resmi seferde olmuş ve Ukrayna ile Azerbaycan arasındaki gelişmekte olan ikili ilişkilerden bahsetmiştir, Ukrayna’nın arazi bütünlüğünü desteklediğini bildirmiştir. Dünyanın adalet terazisi olarak bilinen Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da savaş sırasındaki dengeli politikaları büyük başarıdır. Azerbaycan ve Türkiye’nin bu gibi adımları göstermektedir ki, kardeş ülkeler savaş sırasında adil tavır alabilen nadir ülkelerdendir. Unutmamalıyız ki, Azerbaycan tarafı savaşın ilk günlerinden Ukrayna’ya insani yardımlarla destek vermeye devam etmektedir. Recep Tayyip Erdoğan’ın simasında ise, Türkiye hem Rusya hem de Ukrayna tarafının güvendiği nadir ülkelerden biri olmuştur. İşte bu nedenlerdendir ki, az önce sözünü ettiğim ilan edilmemiş “Üçüncü Dünya Savaşında” Azerbaycan ve Türkiye devletlerinin aldığı kararlar, politik adımları çok başarılı bir şekilde devam etmektedir. Tüm bu başarılar Sayın İlham Aliyev ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın uyguladığı müdrik siyasetin sonucudur.
Ben hiçbir zaman unutmayacağım, 2008 yılında Rusya Gürcistan devletine hücum etti. O zaman Çinin başkenti Pekin’de Olimpiyat Oyunları geçirilmekteydi. O zaman biz siyasiler ve vatandaş cemiyeti kurucuları olarak, hiçbir tutum ortaya koya bilmemekteydik. Hatta ABD lideri Corc Bush da o zaman resmi mevki bildirmemişti ki, gazeteciler Pekin’de bulunan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’e bir soru iletmiştiler. Soru şöyle idi: “Rusya’nın Gürcistan’a askeri hücumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” Aliyev bu soruya çok zekice, kısa ve öz cevap vermişti ki, o cevap bugün yaşanan Ukrayna-Rusya savaşı sırasında fikir üreten ve karar alan siyasetçiler için bir örnektir. Aliyev, “Rusya da Gürcistan da bize komşu ve iyi ilişkiler içinde olduğumuz devletlerdir. Uzun zamandan beridir ki hem Gürcistan hem de Rusya ile birlikte yaşamışız, ortak tarihimiz var. Biz isterdik ki, bizim dostlarımız da birbirine dost olsun” şeklinde bildirmiştir. Yani Aliyev, Gürcistan ve Rusya devletlerinin de dost kalmasını istediklerini bildirmiştir. Bugün Türkiye ve Azerbaycan devletlerinin Ukrayna-Rusya savaşına da yaklaşımı düşünüyorum ki, bu şekildedir ve bu çok doğru bir yaklaşımdır.
Biz 2020 yılında “Vatan Savaşı”na başladık. Türkiye dışında hiçbir ülke bize destek vermedi. Pakistan devleti sonuna kadar desteklerini sunmuştur, ancak Türkiye’nin destekleri tabi ki, sorunun çözümünde ve zafer kazanılmasında esas olmuştu. “Vatan Savaşı” sırasında Gence’de, Berde’de, Terter’de ve başka kent merkezlerinde Ermeniler sivillere karşı çok ağır terör adımlarında bulundular. Ermenistan tarafı tüm savaş kurallarını bozmuş ve dövüş bölgelerinden uzak kent merkezlerinde de katliamlar yapmıştır. Bu sırada biz Avrupa ülkelerinden hiçbir destek göremedik. Sivil katliamlarına karşı verilen açıklamalar sadece, “Biz bu olayları kınamaktayız” şeklinde basit bir yaklaşımdan fazla olmamaktaydı. Bu büyük devletlerin, Avrupa ülkelerinin ve bazı uluslararası teşkilatların çifte standartlarından başka bir şey değildi. “Bayraktar” İHA’ları meselesine de dokunmak istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız da bildirmişti ki, Avrupa devletleri “Vatan Savaşı” zamanı bu insansız hava araçlarından bahsederken kendi gazetelerinde onları “katil” olarak nitelendirmekteydi. Ancak aynı silahlar Ukrayna tarafından Rusya’ya karşı kullanıldığı zaman “umut” şeklinde nitelendirildi ki, bu da çifte standartlardan haber vermektedir. Türkiye’de yıllarca terör olayları gerçekleştirildi, ancak dünya duymak istemiyordu. Bu da başka bir çifte standart örneğidir. Bu nedenle Azerbaycan ve Türkiye devletleri başkalarının çıkarları doğrultusunda değil, kendi çıkarları doğrultusunda politikalar izlemelidir.
Biz Azerbaycan halkı olarak yıllardır terör ve savaştan zarar gören taraf gibi savaşın ağrılarını bilmekteyiz ve savaşın dünyanın hiçbir noktasında yaşanmamasını istemekteyiz. Ukrayna-Rusya savaşını da büyük acıyla izlemekteyiz. Azerbaycan ve Türkiye devletleri de taraflar arasında barışı sağlamak adına arabuluculuk adımlarını devam ettirmektedir.
Ben zaten Ukrayna ve Rusya arasında barış anlaşmasının imzalanacağına inanıyorum. Bu iki devlet asırlardır bir yerde yaşamış, dinleri, dilleri bir, etnik olarak aynı soydan gelmektedirler. Barıştan başka alternatif yoktur. Bu noktada Recep Tayyip Erdoğan ve İlham Aliyev tarafından uygulanan ve tarafları barıştırmayı hedefleyen politika çok zekice bir adımdır. Bu sayede liderlerimiz iki ülke arasında barışın elde edilmesi ve ilişkilerin iyileştirilmesi adına garantör taraf olabilirler.
Röportaj: Gazeteci Yazar Nigar Ögeday
Kaynak: dirimgazetesi.com